
Af ve Sevgi
Birçoğunuz olmuş bitmiş şeylerle ilgili mantıkla açıklanamayan endişeler taşıyorsunuz. Yalnız kalma korkusu, terk edilme korkusu, ölüm korkusu gibi duyguların tamamı kendi oluşturduğunuz hayallerdir. Ölüm korkusu hepinize öyle kuvvetle yapışmıştır ki ölüme korkusuzca yürümek imkânsız hale gelmiştir. Eğer bu hayalin ne kadar yersiz olduğunu görebilseydiniz, kesinlikle ölüme doğru koşarak giderdiniz ve bu da bu dünyada bulunma amacınıza hizmet etmezdi.
Öğrenilmiş birçok korkunuz var, onları da gerçekmiş gibi algılarsınız. Geçmişte yaşanmış ve size zarar vermiş gibi görünen kişilerin çevresindeyken hissettiğiniz endişeyi nasıl izale edeceksiniz? Yıllardır içinizde ur gibi büyüttüğünüz öfkenizi nasıl tedavi edeceksiniz?
Her hatırladığınızda yeniden hissettiğiniz ve taşıyıp durduğunuz öfke ve kin karışık duygular size şunu söyletir: “ona hakkımı kesinlikle helal etmeyeceğim.” Ve sizin rotanızı değiştirecek güçtedir. “Ne yani, bundan da mı vazgeçeceğim” diye düşünebilirsiniz. Evet, kolayca bu ağır yükten kurtulabilirsiniz.
Durup durup kimyanızı bozan insanları zihninizde canlandırın; onların karşınızda olduğunu hissedin. Geçmişte size zarar vermiş bu insanlara bakın ve onları ruh kimlikleri ile sevin. “Sen yine de affa sarıl, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” 7. Sûre, 199.ayeti gereğince onları affedin ve ondan sonra olacakları takip edin. Karşılıklı etkileşimin enerjisi yanınızda olacaktır.
İlk olarak karanlık duyguların saklandığı dolap açılır. İşte o zaman onun içindeki ödüle sahip çıkın ve öfkeleri ebediyen uğurlayın gitsin.
İkincisi, zararlı ilişki (karmik) enerjisinin dağılmasıyla birlikte, o kişilerin artık sizin üzerinizde herhangi bir baskısı kalmayacaktır.
Üçüncüsü, karmik enerji ortadan kalktığında, sınavda rol alan diğer ‘oyuncular’ o andan itibaren sizinle ilişki ve etkileşimlerini yeniden düzenleyeceklerdir. Böylece onları da etkilemiş olmuyor musunuz? Tabii ki evet!
Artık şundan kesin olarak emin olabilirsiniz; o kişilerin öz benlikleri bunu anında bilecektir. Bu dünyada size en çok zarar vermiş, ilişkinizde size acı, keder ya da endişeye sebep olanlar, bu boyuttan geçmeden önce saf bir sevgiyle sizin talebinizi kabul etmiş, sizinle bu konuda anlaşmışlardır. Onlar şu anda da sizinle ruhen kardeştirler, ama buradayken bunu açığa vuramazlar. Siz, diğer boyuta geçtiğinizde onları görecek ve seveceksiniz, çünkü oynadıkları rol gerçekten çok ikna ediciydi! Onlar, kötü polis rolünü oynayıp böylece sizi güçlendirecek kadar sizi seviyorlar. Şimdi, onların böyle davranmalarını gerektiren sevginin ölçüsünü anlayın ve bunun için onları şimdiden sevin!
Şimdi bir de sizin olumsuz davranış sergilediğiniz ya da zarar verdiğiniz kişiler var. Siz de aynı rolü başkası için oynuyorsunuz. Peki, bu insanlar sizi tamamen affetseydi ne hissederdiniz? Bu sizi etkiler miydi? Nasıl tepki gösterirdiniz? Gerçek şu ki, siz kesinlikle olayı hissederdiniz; içinizin derinliklerinde olan biteni fark ederdiniz. Hayırlı bir görevi başardığınızı hissederdiniz ve o andan sonra o insanı bir daha hiç görmeseniz de, o insana karşı gerçekten farklı duygular beslerdiniz.
Sevgiyi güç kaynağınız olarak kullanın.
“Umulur ki, Allah, sizinle, düşmanlığınızın devam ettiği kimseler arasında yakın bir dostluk, bir sevgi meydana getirir. Allah güçlü ve kudretlidir. Allah sizi koruma kalkanına alır. Çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.” 60. Sûre 7. Ayet sizden nefret edenleri sevmeye davet ediyor. Hoş görülemez olanı neden hoş görmeniz gerektiğini öğrenin. Sükûnet imkânsız görünürken sakin olun. Evet bunlar mümkündür! Acı veren ilişkilerin sevgiye dönüşmesindeki anahtar budur. Yaşadığınız kötü olaylar kolayca yok edilebilirler. Sadece siz onları rüyalarınızı yorumladığınız gibi yorumlayabilme yeteneğine sahip olun. Sınavlar geçmek üzere hazırlanırlar. Kendi sınav sorularınızı yine kendiniz hazırlıyorsunuz, öyleyse şunu bilin; sizin bilginizin ya da gücünüzün üstünde bir imtihan yoktur. Rab size asla çözülemez bir problem vermez. Bu hiç birimizin işine yaramaz. Bu size mutlak otoritenin vaadidir!
Gücünüzü artırmak için affedin.